Milletvekili Babacan Türkiye, Sosyal Sorunları Kendi Modeliyle Çözüyor

Türkiye, Üçüncü Bir Aktör Olmadan Milletle Devleti Eşleştiriyor Acıları Yarıştırmadan Toplumsal Helalleşme Sağlayacağız 86 milyonun bir kişisi dahi dışarıda olmayacak

20-08-2025

 

 

Babacan, “Türkiye kendi modeliyle ilerliyor, üçüncü bir aktörün müdahalesine ihtiyaç duymuyor. 86 milyonun bir kişisi dahi bu sürecin dışında kalmayacak” dedi.

"Türkiye Kendi Modeliyle İlerliyor"

Sürecin en büyük zorluğunun, fesih sürecinin yönetilmesi ve eş zamanlı olarak toplumsal güvenin artırılması olduğunu belirten Babacan, Habertürk televizyonunda yaptığı açıklamada bu güvensizliğin içine yerleşmiş türlü yan etkilere ve yabancı unsurlara karşı kendi modellerini geliştirdiklerini ifade etti. İngiltere'nin IRA ve İspanya'nın ETA modellerini örnek veren Babacan, bu ülkelerin sorunlarını kendi dinamikleriyle çözmediğini, Amerikan ve Avrupa Birliği'nin angaje olduğu süreçlerle nihayete erdiğini anlattı.

Babacan, Türkiye'nin ise atipik bir yolda ilerlediğini ve kendi modellemesini oluşturduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Türkiye kendi modeliyle, atipik bir yolda ilerliyor. Kendi modellemesini oluşturuyor ve diyor ki: ‘Hayır, ben üçüncü bir gözle gitmiyorum. Üçüncü bir aktöre başvurmuyorum. Üçüncü bir aktörle işim yok. Ben, bir Karslının, bir Antalyalının, bir Trabzonlunun, bir Diyarbakırlının, bir İstanbullunun, bir Edirnelinin içindeki birleşiklik üzerinden bu işi yürüteceğim. Benim kültürel, beşeri sermayem, şu ana kadar oluşturduğum medeniyet birikimim buna fazlasıyla yeter.’ Asıl alameti farikası da bu olacak sürecin."

"Toplumsal Rıza ve Güven Odaklı Yaklaşım"

Komisyonun esasen milletin projesiyle devletin projesini eşleştirme, uyum ve eşgüdüm üretme noktasına baktığını söyleyen Babacan, sürecin toplumsal rızayı ve güveni artırmaya odaklandığını belirtti. Babacan, literatürdeki "silahsızlanma, tasfiye ve yeniden entegrasyon" olarak geçen birinci nesil yaklaşımların yeterli olmadığını, bu süreçleri "toplum odaklı bir yaklaşımla" taçlandırmak zorunda olduklarını vurguladı.

"Toplumsal şiddetin azaltılması, toplumsal hayatın normalleştirilmesi, her kimlik grubu için toplumsal hayatın normalleştirilmesi" hedeflerini dile getiren Babacan, ne ideolojiye ne etnisiteye ne de mezhebe takılmadan ortak bir Türkiye'ye ulaşmayı amaçladıklarını anlattı.

"Acıları Yarıştırmıyoruz: Sembolik ve Gerçek"

Babacan, komisyonda gerçekleşen görüşmelerin hem sembolik hem de gerçek bir anlam taşıdığını ifade etti. Sembolik tarafının, geçmişte acı yaşamış tüm toplumsal grupların temsilcilerinin komisyonda dinlenmesi olduğunu belirten Babacan, "Bugün Diyarbakır anneleriydi... Şehit aileleri ve gazilerimizdi. Yarın Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri, Tahir Elçi Vakfı, Mazlumder, İnsan Hakları Derneği, İHH… Bunun gerçek bir tarafı var, ama bir yandan da sembolik bir tarafı var" diye konuştu.

Babacan, "Biz acıları yarıştırmıyoruz. Bütün toplum gruplarıyla, ‘Gelin kardeşim, şüphesi, kuşkusu, kaygısı, endişesi olan, gizli kapaklı bir iş yapmıyoruz’ diyoruz" ifadelerini kullanarak sürecin tamamen şeffaf olduğunu vurguladı. Tüm tutanakların tutulduğunu ve toplantıların basına açık yapıldığını belirten Babacan, her kesimden insanın ve sivil toplum kuruluşunun kendisine yer bulabildiğini söyledi.

Son olarak, sürecin temel hedeflerini "Toplumsal iç konsolidasyon, sağlıklı bir devlet-millet ilişkisi ve olgun bir demokratik kurumsallaşmanın tahkimi" olarak sıralayan Babacan, bu sürecin 86 milyonun tamamını ilgilendirdiğini ve bir kişinin dahi dışarıda kalmayacağını söyledi.

Anket